Prof.Dr.Paşa Göktaş
Biyografi
Anasayfa Güncel Laboratuvar
Yazıları
Sağlık Sistemi
Yazıları
Sosyal Konular
Hakkında
Fenerbahçe
Hakkında
Güncel Ortamdan
Seçtiklerimiz
Bilimsel
Yazılar
Kongre
Bildirimleri
İletişim

Sağlık Sistemimizle İlgili Yazılar

ÜNİVERSİTE HASTANELERİNİN SAĞLIK BAKANLIĞI’NA DEVRİ ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?
Yayınlanma Tarihi:19/06/2014
Üniversite Hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na Devri Yazılıyor
Basında, üniversite hastanelerinin yakında çıkarılacak bir yasayla fiilen Sağlık Bakanlığı’na devredileceği yazılıyor. Konunun akademik yönü ile ilgili çeşitli eleştiriler var.

Ancak, henüz konu tüm boyutlarıyla ortaya konulmadığı için, bu yönden fazlaca yorum yapabilecek durumda değiliz. İlgili taraflar, herhalde konuyu bu yönden tartışacaklardır.

Biz, konunun ekonomik yönden etkilerine dikkat çekmek istiyoruz.

Üniversite Hastanelerinin Sorunu Yapısaldır
Üniversite Hasta Gelirlerin düşük olmasının baş nedeni de, SUT denilen SGK ücretlerine bağımlı olunmasıdır. Üniversite hastaneleri gibi, bilgi üretiminin birinci adresi olması gereken hastaneler, SUT’a bağımlılık nedeniyle yüksek düzeyli ve özellikli bilgi üretemez hale gelmişlerdir.

SUT’a bağımlılık onları geriletmektedir. Çözüm SUT dışında, özellikli ürettikleri işlemlere değerinde ücret uygulayabilmeleri yetkisinin verilmesidir. Yani özellikli işlemler için serbest fiyat uygulayabilmelidirler. Diğer taraftan, giderleri de yüksektir. Harcamalar kontrolsüzdür.

Zarar eden işletmeler, borçlarını sürekli erteleyerek döner sermaye kar payı dağıtmaya devam etmektedirler. Uzmanlar, bunun nasıl yapıldığını anlamakta güçlük çekmektedirler. Bu durum da, sürekli olarak borçların büyümesine, hastanelerin iflasa sürüklenmesine neden olmaktadır.

Bu durumun da çözümü, harcama disiplininin sağlanmasıdır. Uzmanlar, borcu olan hastanelerin, borçlarını ödemeden döner sermaye kar payı dağıtması gibi garip bir modele son verilmesi gerektiğini önermektedirler. Şu anda sürmekte olan problemli yapı ile, hastanelerin gelirleri, giderlerinin ancak üçte ikisini karşılayabilmektedir.

Sağlık Bakanlığı’na Devir, Sağlık Bakanlığı’nın Ödeme Dengelerini De Bozacaktır
Sağlık Bakanlığı, şu anda Türkiye’deki devlet kurumları içinde en güçlü bütçeye sahip olan kuruluştur. Genel bütçeden verilen 17 milyar TL’ye yakın ödenek yanında,

SGK’dan aktarılan 14 milyar TL civarındaki miktarla birlikte, 31 milyar TL üzerinde bir gelire sahiptir. Sağlık Bakanlığı bütçesi, son on yılda tüm diğer devlet kuruluşlarının içinde orantısız olarak hızlıca büyümüştür.

Bu durum da, Sağlık Bakanlığı hastanelerini ekonomik olarak daha rahat hale getirmiştir. Daha rahat harcama yapılabilmekte ve daha rahat “Döner sermaye kar payı ͌ performans primi v.b.” ödeyebilmektedirler.

Üniversite hastanelerinin Sağlık Bakanlığı’na devri, bu rahatlığı bozacaktır. Hastanelerin firmalara borçlarının ödenme periyodu muhtemelen uzamaya başlayacak ve borçluluk oranları artacaktır. Ayrıca, kendi personellerine dağıtmakta rahatlık yaşadıkları döner sermaye paylarını dağıtmakta da eskisine oranla daha zorlanır hale geleceklerdir.

Sonuçta, üniversite hastanelerindeki mevcut olan problemli yapı, Sağlık Bakanlığı hastanelerini de problemli hale getirme potansiyeli taşımaktadır. Muhtemelen de gelişmeler bu yönde cereyan edecektir.
 
SONUÇ
Tabii ki bu söylediklerimiz, uygulamalar aynen şu andaki gibi sürerse geçerlidir. Üniversite hastanelerinin yapısal sorunlarına akılcı ve yukarıda önerilen çözümler getirilirse, bu olumsuz etkiler görülmeyebilir.

Bu durumda politik tercihlerden geçmektedir. Aslında tartışılması gereken durumlardan birisi, iyice hantal bir yapıya dönüşen Sağlık Bakanlığı gibi bir kurumun, kendi yapısını sürdürmekte zorlanır iken, neden üniversite hastanelerini de yönetmeye talip olduğudur.

Halbuki tartışılan ve önerilen model, Sağlık Bakanlığı’nın küçülmeye giderek, hizmet sunumundan çıkması ve yalnızca kural koyucu ve denetleyici tarafsız bir yönetici kurum haline gelmesi yönündedir.

Bu stratejik hedefler dışında, neden sık sık rota değiştiren ve hantal devasa yapılar içinde hedefinden uzak pozisyonlarda zaman yitirdiği de tartışma konusudur.
Makale Yazım Tarihi:19/06/2014
Prof. Dr. Paşa Göktaş


Güncel Ortamdan Seçtiklerimiz